Rutin Anne Tarifi
Örneğin anneler günü veya Anne söz konusu olduğunda bir kalıpla anneler tarif ediliyor dikkat ettiniz mi hiç? Anne söz konusu olduğunda insanların bir ezberi var. Anneyi tarif ederken sürekli aynı şeyler söyleniyor. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Birisi bunu tüm insanlara ezberletmiş sanki. Amerikalısı Türkiyelisi, Korelisi hep aynı tarifle anneyi tarif ediyor.Anneye büyük saygı duyuyoruz çünkü anneler uykusuz kalır, anne çocuğunu doyurur, anne emzirir, okula götürür, anne çocuk uyandığında yanına koşar vs.
Bunları küçümsediğim için söylemiyorum. Aman ha. Ancak bu ezber anneliğin gerçek anlamını örtüyor, hakikati örtüyor, hikmeti örtüyor. Anneliği yanlış anlıyoruz. Aslında Annelik böyle bir şey değildir.
Bir Test Yapalım
Hadi gelin bunun için bir test yapalım. Anneleri överken veya anneler hakkında konuşurken aklınıza gelenleri sayalım. Bana aralarından bir tane şöyle bir kelime bulun. Karşılığı olmasın ve başkası yapamasın.
Emzirmek mi? Süt anne yapar, Elbisenin en iyisini seçmek, rengin en yakışanı almak, okula götürmek, karnını doyurmak, hastalanınca doktora götürmek, varsa doktorun yazdığı ilacı düzenli kullanmasını sağlamak daha bir çok şey ama bunların hepsini başkaları pekala yapabilir. Tekrar ediyorum, küçümsediğim için söylemiyorum , ama Anneliği bu şekilde tarif ederek sadece bir bakıcılığa sıkıştırmış olmuyor muyuz.
Annelik dediğimiz o kadim insani ilişki çok büyük ve çok değerlidir. Hem bu dünyada hem ahirette çok önemli bir unvanın, makamın üstünün örtülmesi ve bir bakıcıya sıkıştırılması anlamına gelir ki bu toplum açısından da çok büyük bir kayıptır.
Bir şeyin ne olduğunu anlayabilmenin en kolay yollarından biri de şudur. O şeyi hayatın içinden çekin alın, bakalım nasıl bir boşluk oluşuyor. O zaman gerçek değeri anlaşılacaktır. Kaybettiğiniz anda ortaya çıkıyor ya gerçek değerler. O zaman anneliği anlamak için bir soru soralım?
Annelik dediğimiz o kadim insani ilişki çok büyük ve çok değerlidir. Hem bu dünyada hem ahirette çok önemli bir unvanın, makamın üstünün örtülmesi ve bir bakıcıya sıkıştırılması anlamına gelir ki bu toplum açısından da çok büyük bir kayıptır.
Hayatınızdan Çekip Alın
Bir şeyin ne olduğunu anlayabilmenin en kolay yollarından biri de şudur. O şeyi hayatın içinden çekin alın, bakalım nasıl bir boşluk oluşuyor. O zaman gerçek değeri anlaşılacaktır. Kaybettiğiniz anda ortaya çıkıyor ya gerçek değerler. O zaman anneliği anlamak için bir soru soralım?
Öksüz
Soru Şu: Annesini kaybetmiş, annesi ölmüş çocuğa ne denir? Öksüz işte anneliğin gerçek anlamı!
Ne demek Öksüz?
Süz eki mahrumiyet ekidir Türkçede Elektriksiz, Susuz gibi. Peki öksüz dediğimizde çocuğu neyden mahrum etmiş oluyoruz. Yani Ök ne demek?
Bunu anladığımız anda reklamlarda, ilanlarda gazetelerde, konuşmalarda insanların sürekli ağzında hep birlikte tekrar ettikleri o ezberin o tekerlemenin aslında ne kadar kötü olduğunu, ne kadar zararlı olduğu ortaya çıkıyor.
Dîvânü Lugati't-Türk sözlüğünden bakalım ök ne demek?
Dîvânü Lugati't-Türk’den özetle Ök ( süz ) demek .
Bir çocuk öksüz kaldı mı? Düşünceden, terbiyeden gelişmekten, kendini bulmaktan, bilgiden, nasihatten mahrum demektir.
Öksüz dediğimizde Anneyi koyduğumuz yeri iyi anlamamız lazım. Anneyi hiç böyle tarif etmiyorlar. Annenin doğru tarifi bu öksüzdeki Ök veya Öğ ‘dedir.
Çocuk Öksüz kaldığı zaman yani Annesiz kaldığı zaman düşünmekten mahrum kalır, annesiz kalan çocuk eğitimden, terbiyeden, gelişmekten, tekamülden, kendini bulmaktan mahrum kalır.
Anne dediğimiz şey emziren, doyuran, altını değiştiren değil!. Bu Anneliğin en ufak parçası. Bunlar çok değerli değersiz olduğu için söylemiyorum. Bütün Annelerden Allah Razı Olsun. Ama asıl bu değil.
Dolayısıyla Anneler üzerine konuşurken geceleri bizim için uykusuz kaldı, karnımızı doyuran, dokuz ay karnında taşıyan falan diye anlattığımızda dişi olan bütün canlılar bunu zaten yapıyorlar. Bu bir biyolojidir, bu bir Adetullah’dır.
Küçümsediğim için söylemiyorum. Mesele şu? Sanki annelik tamamen bunlardan ibaretmiş gibi söyleniyor. Bu hatalı. Bir çocuğun, bir bebeğin, bir yavrunun Annesi olmazsa o evlat öksüz kalır.
Mesela yavru kuş uçmayı annesinden öğreniyor. Yani kuş olmayı annesinden öğrenir. İnsanın yavrusu da annesinden insan olmayı öğrenir. Hikaye bundan ibarettir.
O yüzden anneliği sadece sütün en iyisini seçen, bir şeyin en iyisini alan, doktora götüren, dokuz ay karnında taşıyan, yediren, içiren, bizim için uykusuz kalan diye tarif etmeyin.
Ne demek Öksüz?
Süz eki mahrumiyet ekidir Türkçede Elektriksiz, Susuz gibi. Peki öksüz dediğimizde çocuğu neyden mahrum etmiş oluyoruz. Yani Ök ne demek?
Bunu anladığımız anda reklamlarda, ilanlarda gazetelerde, konuşmalarda insanların sürekli ağzında hep birlikte tekrar ettikleri o ezberin o tekerlemenin aslında ne kadar kötü olduğunu, ne kadar zararlı olduğu ortaya çıkıyor.
Dîvânü Lugati't-Türk sözlüğünden bakalım ök ne demek?
- Ö : sesi düşünceden sonra gelişen anlama hali imiş.
- Öğüt : Gerçeği hayalden ayırmaya yarayan nasihat. Aynı zamanda ; Bilgi eksikliğini telafi etmek için bir disipline bağlı olmadan müdahale demek. Bakın Dikkat edin !!!
Dîvânü Lugati't-Türk’den özetle Ök ( süz ) demek .
Bir çocuk öksüz kaldı mı? Düşünceden, terbiyeden gelişmekten, kendini bulmaktan, bilgiden, nasihatten mahrum demektir.
Öksüz dediğimizde Anneyi koyduğumuz yeri iyi anlamamız lazım. Anneyi hiç böyle tarif etmiyorlar. Annenin doğru tarifi bu öksüzdeki Ök veya Öğ ‘dedir.
Çocuk Öksüz kaldığı zaman yani Annesiz kaldığı zaman düşünmekten mahrum kalır, annesiz kalan çocuk eğitimden, terbiyeden, gelişmekten, tekamülden, kendini bulmaktan mahrum kalır.
Anne dediğimiz şey emziren, doyuran, altını değiştiren değil!. Bu Anneliğin en ufak parçası. Bunlar çok değerli değersiz olduğu için söylemiyorum. Bütün Annelerden Allah Razı Olsun. Ama asıl bu değil.
Dolayısıyla Anneler üzerine konuşurken geceleri bizim için uykusuz kaldı, karnımızı doyuran, dokuz ay karnında taşıyan falan diye anlattığımızda dişi olan bütün canlılar bunu zaten yapıyorlar. Bu bir biyolojidir, bu bir Adetullah’dır.
Küçümsediğim için söylemiyorum. Mesele şu? Sanki annelik tamamen bunlardan ibaretmiş gibi söyleniyor. Bu hatalı. Bir çocuğun, bir bebeğin, bir yavrunun Annesi olmazsa o evlat öksüz kalır.
Mesela yavru kuş uçmayı annesinden öğreniyor. Yani kuş olmayı annesinden öğrenir. İnsanın yavrusu da annesinden insan olmayı öğrenir. Hikaye bundan ibarettir.
O yüzden anneliği sadece sütün en iyisini seçen, bir şeyin en iyisini alan, doktora götüren, dokuz ay karnında taşıyan, yediren, içiren, bizim için uykusuz kalan diye tarif etmeyin.
Annenin Doğru Tarifi
Anneyi İnsan olma rehberi olarak tarif edin. Kuran-Kerim’de Hz. Allah Anne ve Baba için ne diyor. Kemâ rabbeyânî sagîren (İsra Suresi 24. Ayet sonu) yani büyüttükleri için anlamında da kullanılır tefsirlerde ama genel anlamı terbiye edendir.
Bütün sıkıntı anneyi yanlış tarif etmekte. Çok kadim bir anlamı var annenin aslında. İnsanın kendini bulma yolculuğundaki ilk rehberidir ve en büyük rehberidir anne.
Bütün sıkıntı anneyi yanlış tarif etmekte. Çok kadim bir anlamı var annenin aslında. İnsanın kendini bulma yolculuğundaki ilk rehberidir ve en büyük rehberidir anne.
Çocuğun Hal Dili üzerinden yetişmesi
Anne çocuğu terbiye ederken yetiştirirken, kendini buldururken, o çocuğun kendini keşfetmesini sağlarken nasıl yapıyor biliyor musunuz? Nasihatle veya sözle çocuk yetiştiremezler. Burası o kadar büyük hata ki. Zaten nasihatle kimse kimseyi yetiştiremez.
İnsanın iki tane dili vardır. Biri çenesindeki, diğer de hal dilidir. Konuşma dilinin yani çene dilinin etkisi yoktur. Aslında hal dilinin etkisi vardır.
Yani anne-babalar çocuklarına bir şey anlattığında çocuk nezdinde bunun bir önemi yoktur. Çünkü konuşmak zaten iletişimde de etkisizdir. Asıl etkili Hal dilimizdir.
Anne çocuğun ilk taklit referansıdır. İlk taklit makamı, 6 yaşına kadar böyle devam ediyor.
- Yani anne çocuğun yanında başkasına yalan söylüyorsa işte o çocuk yalancı oluyor, yalana meyilli oluyor.
- Eğer anne o çocuğun yanında sürekli televizyon izliyorsa o çocukta sürekli televizyon izliyor.
- Çocuğunun yanında sorumluluklarını yerine getirmiyorsa (bu ibaret’de olabilir, iş olabilir, her şey olabilir) o çocukta sorumluluklarını yerine getirmeyen insan oluyor.
Beş aylık bir çocuğun yanında dedikoduyu, yalanı, hainliği, hasis bir planı veya tembelliği anlamadığını zannetmek büyük bir gaflettir. Çünkü çocuk onların hepsini kaydediyor ve onlarla birlikte çocuk kendi kişiliğini oluşturuyor. İşte Anneliği gerçek anlamı budur.
Lafı fazla uzatmadan basit bir örnekle makaleyi sonlandırayım. M.S. 756 yıllar. Endülüs medeniyetinden bahsediyorum. Düşmanların saldırı planladığı bir günde bir handa bir takım adamlar toplantı yapmak üzere toplanıyorlar. Şüphe çekmesin diye de nöbetçi olarak genç bir kadını koyuyorlar kapıya. Diyorlar ki kadına. Biri gelip burada biri varmı? diye sorarlarsa bizim içerde olduğumu söyleme. Burda kimse yok de diyorlar. Kadın ne cevap veriyor biliyor musunuz? Ben yalan söyleyemem. Benim küçük bir evladım var. Kendinize ya çocuğu olmayan, ya da çocuğu büyümüş bir kadın bulun diyor. Ben küçük çocuk yetiştiren bir anneyim. Ben yalan söyleyemem diyor.
Endülüs medeniyetinin bu hassasiyeti doğrudur. Çocuğunuzun yanında değil çoook uzaklarda dahi yalan söyleseniz, o çocuğun karakterini öyle geliştirmiş oluyorsunuz.
Sonuç
Anneliğin hikâyesi bu işte. Öksüz kelimesinde anne anlamını al. Bu kadar kadim bir anlamı, böyle bir ünvanı, böyle şahane bir makamı, böyle kritik bir pozisyonu al sen sırf süt satıcam diye reklamlarda anneyi bir bakıcılığa kadar indirge sıkıştır. Annelerimize çok ayıp ediyoruz. Buna müsaade etmemek lazım diye düşünüyorum.
Yorum Gönder