Bakış Açısı 3 / 3 - DAEŞ




DAEŞ

Daeş diye bir örgüt, lideri bağdadi diye birisi, ne yapıyorlar bu adamlar, kafa kesiyorlar. Kim bunlar, bir sürü vahşi adamlar.
En başta böyle bir tanım yapan kişiye şunu söylemeliyiz, derdimiz kesinlikle Daeş’i savunmak değil, Bu DAEŞ gerçeğini anlatmadan önce aşağıdaki tabloyu inceleyelim.





KAFA KESEN DAEŞDİĞER MASUM ÜLKELER ( Nefsi Müdafa ve İnsani Sebepler)
Kafa Kesiyor,
Vahşiler,
Katiller
  • Medeni NATO

  • Medeni Batılı Amerika


Güney Amerika, Orta doğu’da Türkiye’de Halen zulme devam ediyor.
  • Çağdaş ESED

  • İSRAİL (Filistin soyunu kurutunca Medeni olacak)

Hepimiz çocukluğumuzdan beri haberlerde Filistinde yapılanları görüyoruz. Anlatmaya gerek yok. Halen devam ediyor.
  • Irak Maliki

  • Çin Uygur Türklerine katliama halen devam ediyor.

  • Rusya Çeçenlere zulmü halen devam ediyor.


Aklımıza gelmeyen daha sayılabilecek ve dahaları.

Bunu söyleyenlere diyorum ki sizler yalancısınız, ikiyüzlüsünüz, sahtekârsınız.  Bu ikiyüzlüler var ya DAEŞ’e vahşiler, insanlık dışılar diyenlere diyorum ki, eğer DAEŞ Amerika’nın, İsrail’in, Esed’in yanında konuşulduğunda Daeş vahşi bile değildir. Hatta Amerika ile İsrail ile Esed ile kıyaslandığında masumdur bile.  Ancak işin sırrı şurada, en çok nereye yoğunlaşıyorlar, kameranın önünde kafa kesmesine, ama bunu Amerika senelerce yaptı.
Peki DAEŞ neyi işaret ediyor. Nasıl bir tuzağa sürüklediler. Gelin bakış açımızı değiştirelim.

Daeş Bayrağında Peygamber Efendimizin Mührü


Daeş’in bayrağında Peygamber Efendimizin (S.A.V.) mühürü var. Bakın ikinci bölümde bahsettiğimiz Boko haram’ı hatırlayalım adamlar neyi kirletiyorlar. Bağdadi denen adam aslen Bağdatlı bile değil. Kendine bağdadi diye bir isim bulmuş. Sonra kendine Seyyid’lik addetmiş. Elinde sahte bir secere var. (Ehli Beyt vakfı bu adamın Seyyid olmadığını defalarca reddetti.) Kendi ailesini Kureyşe dayadı. Anne soyundan da Hz. Ebu Bekir Sıddık (R.A.) dayadı.
Sonra da İslam dünyasına diyor ki? Soyum Kureyşe dayanıyor. İslam devleti kurdum diyor. Sancağında da Peygamber Efendimizin (S.A.V.) Mührü var. Ben artık emirim dedi. Kuran-ı Kerim’e göre ulül emre itaat farzdır. Allah-ü Teâlâ’nın emridir. Bir İslam devleti ve İslam emiri varsa Müslümanım diyen herkes ona itaat edecek. Bu farz’a karşı çıkan ayet-i kerime’ye karşı çıktığı için mürted olur. Savaş hukukunda mürted’in katli kafirden önce gelir. İşte DAEŞ’in dayandığı temel prensip budur.

Daeş bir Pointer yani İşaretleyicidir

Gelip rahat rahat Müslüman öldürebilmek için batılı aklı ile kendisine böyle bir sistem kurdu. Meselesi nedir.
1. Ne olur bakış açınızı değiştirin. Bu adamlar söylendiği kadar büyük değiller.
2. Bu adamlar pointer yani işaretleyicidir. Örneğin Amerika bir yeri işgal etmek istiyorsa veya Esed’in başı belada ve orada haklı bir uygulama yapmak istiyorsa ya da batı o coğrafyada kafasına göre yeniden bir harita çizmek istiyorsa o bölgeyi terörize eden bir kart kullanıyor. Sadece bu. DAEŞ’in samimi ya da samimiyetsiz olduğunu tartışmıyorum. Kimsenin kalbini okuyamayız. Yaptığı şey ve neticesi üzerinde duruyorum. Bugün zahiren yaptığı şey o bölgeyi işaretliyor. Sonra da kafir’e diyor ki!. Ey kafir ben senin için yeteri kadar tehlike oluşturdum. Beni bahane edip Haçlı ordusunu kur, gelip buradaki Müslümanları katlet!... Bu da haçlı ordusunun bahanesi oluyor.
Musulu ele geçirmiş. İnanın uydurma. 3 yıldır oradaki aşiretler makiliye karşı ne mücadele verdiler. Amerika Irak’taki çizdiği haritadan memnun değil, oradaki Sünni Kürtleri tam istediği gibi düzenleyemedi. Oradaki petrolleri Türkiye’ye vermeye çalıştırlar. Maliki zaten başarısız oldu.

Yabancı Basını Takip Eden Aydınları Unutun

Ne olursunuz indepented gibi gazetelerdeki yazılanları ezberleyen ve onları Türkçeye çeviren adamların izinden gitmeyelim. Kendiniz gidin ve oraları dokunup görün gerçekleri. Ülkemizde oralara giden dokunan Türk gazetecilerimiz de var. Allah razı olsun bir tanesi Nevzat ÇİÇEK. Oraya gidip oradan haber yapıyor. Eğer biz monşer kafasıyla yabancı gazetelerin bakış açısıyla, ( zaten gizli servislerin ve emperyalizmin tuzağından baktığı için) Daeş’i yanlış okuyoruz. Daeş sadece bir Amerika’nın sürdüğü kart. İşi bittiğinde bunu kuran adamların bu örgütü dağıtması yarım saat sürmeyecek. İşi bittiğinde dağılacak. Görevi bittiği anda bağdadi denilen adamdan kimse söz bile etmeyecek.
Ben bir Türkiyeli olarak bunu bu şekilde okuyabilseydim, tedbirimi ona göre alabilseydim. Kamudaki bilgiyi ona göre oluşturabilseydim. Batılıların bu kartı işe yaramazdı. Bu kart işe yaramadığı içinde o kadar insan da ölmezdi.
Sonuç olarak DAEŞ’in katlettiği insanların suçlusu DAEŞ değildir. Onu böyle yanlış ezberlemiş Türkiyeliler yüzünden yani suçlusu tamda benim.
İşin aslı ise o topraklarda birçok aşiret var. Uzun zamandır son 3 yıldır daha da artan alevlenmiş ateşlenmiş bir mücadele ile maliki ile uğraşıyorlardı. Maliki geldiğinde binlerce insanı şehit etti. Sonra da Maliki’yi geri çekilmeye zorlayan da o insanlardı. Daeş kim son anda çıktı piyasaya. Askeri güçleri ele geçirdi deniyor. Ele geçirdiği falan yok. Maliki hepsini zaten önceden boşaltmıştı. Ateş üstünlüğü vermek için maliki o silahları bıraktı. Onlarda Maliki’nin kaldığı yerden devam ediyor. Daeş İslam devleti kuruyor ya ilk işi bankaları yağmalamak oldu. Onuda savaş ganimeti diyip İslam hukukuna bağlıyorlar.  Öyle savaş ganimeti olmaz. Hiçbir İslam hukukunda Şia’da bile yoktur. Bu bir yağmacılıktır.
Biz Türkiyeliler bunların hiçbirini okuyamıyoruz. Koca koca adamlar profesörler diyorlar ki “ Allahuekber diyenin kafasını kesiyorlar. Ben buna çok üzülüyorum.”  Siz meseleden ne kadar uzaksınız. Konuyla ilgili hiçbir alakan yok. Daha olay olmadan bir tane independet köşe yazarının yazdığı şeyi tekrar edip duruyorsun. İşin kötüsü tekrar ettiği köşe yazarının bir İngiliz köşe yazarı olduğumdan da haberi yok. Kimsenin kimseyi Allahuekber diyerek kestiği falan yok uyduruyorsunuz. Servis edilen videolardan yola çıkarak bunları söylüyorsunuz. Ne bi gazeteciniz, sosyoloğunuz oraya gidip dokundu mu o topraklara. Senin sosyologların ne iş yapıyor peki, geçenlerde bir sosyoloğa soruyorum ne üzerine çalışıyorsun diye “Fransız devrimi üzerine çalışıyorum” diyor. Allah akıl fikir versin bu insanımıza. Fransız devrimini Fransızlar bile çalışmıyor artık. Git Tunus, Libya, İran, Irak çalış. Sana ne Fransız devriminden. Artık dünyada bir bina dolusu Fransız devrimi tezi var. Siyasetçimizde, gazetecimizde, aydın uzman dediğimiz monşer tiplerde aynı kafadalar. Sonra da İslam bu değil Allahuekber diyerek kafa kesiyorlar İslam dediğiniz bu muydu diyen aydın zannedilen cahil kafaların söylediklerini bir şey sanıyoruz. Aynı Boko Haramda yanıldığınız gibi DAEŞ’de de yanılacaksınız.
Mesele yenidünya düzeni tetikçiliği, başkasının sabitesini almak yerine kendi sabitemizi oluşturmalıyız. Bu sabiteyi sıfırdan üretmeliyiz. Sana ait bir bakış açısı, sana ait gerçek bilgi, sana ait bir hedef, sana ait bir ideal, sana ait bir iddia. Bir toplumun bunları eksik olursa suratı içki içmekten kızarmış bir kâfir köşe yazarının ağzına bakar koca ülke ve ona inanır. Düşünebiliyor musunuz? Senin iddian kendine ait değil. Senin ideallerin kendine ait değil. Senin hiçbir şeyin kendine ait değil. Sen sabitesiz,  denizanası kıvamında ışık geçiren hiçbir işe yaramayan askıda bir durumdasın. Senin konun kapanmış. Allah DAEŞ’i Kahretsin diyorlar. Allah Amerika’yı, İsrail’i, Esad’ı, Maliki’yi kahretsin mi? Bunları inanarak içten söyleyebiliyor musun?
Elhamdülillah devletimiz DAEŞ’e karşı ortak askeri operasyonu imzalamadı. Bu ne demekti Devletimiz “ Ben haçlı ordusuna katılmam” dedi. Peki haçlı ordusuna kim katıldı. Suudi Arabistan bu kayıpla tarihe geçti. Şimdi onlar düşünsün. Tıpkı Nijerya Müslümanlarına yaptıkları Boko Haram meselesi gibi Orta Doğu’da DAEŞ’i bahane edip Müslüman katliamına yapacak Haçlı ordusunun oyunlarına gelmeyelim.

Yorum Gönder

xxxxxx