
Klavyelerin üzerinde standart olarak 102 tuş bulunduğunu söylemiştim. Fakat Multimedia klavye olarak isimlendirilen, üzerinde daha önce hiç rastlamadığım ve itiraf etmek gerekirse ilk anda bana fazlasıyla gereksiz görünen aygıtı göreli uzun zaman olmadı. Hiç önemsememe rağmen bir deneme fırsatı buldum. Bu aleti gereksiz olarak nitelendirdiğim aklıma geldiği zaman yanıldığımı anladım. Çünkü multimedia klavyeler ile tek bir tuşla dosya komutlarını uygulayabilir, tek bir tuşla internet’e bağlanabilir veya hoparlör sesini kısmak veya yükseltmek gibi işlemleri bu tür klavye ile kolayca yapabilirsiniz. Bununla da bitmiyor. Tasarımcılar online alışveriş konusunda da boş durmamışlar. Klavyenin hemen yan tarafında bulunan bir yarık, kredi kartınızı okuyabiliyor. Bunun şu anda kullanılıp kullanılmadığı konusunda bir fikrim yok ama yararlı bir özellik olduğu kesin. Ergonomi ve şıklıkta cabası. İlk aşamada ilgisiz kalsanız bile yanıldığınızı anlamanız uzun zaman almıyor. Benzer değişimler aynı zamanda fareler içinde geçerli. Hatta bu gelişimlerin klavyelerden daha ileri olduğu kesin.
Fareler (yani mouse-maus) her geçen gün gelişmektedir. Fareler herkesin bildiği gibi sisteme komutlar gimek için gereklidir. Klavyeler için verdiğimiz uzunca komutlar yerine farelerle tek tıklama ile bir çok işi aynı anda yapabiliriz. Örneğin bir dosya açacağız. Klavye ile dosyayı yön tuşları ile bulup, seçili hale getirip, onu açmak için enter’a basmak yerine fare ile dosya üzerine çift tıklamak yeterli olacaktır.

En uygun olanını bulmak hiçte zor değil!
İhtiyaçlarınıza ve bütçenize en uygun olan klavye ve fareyi bulmak sanıldığı kadar zor değildir. Eğer bir ev kullanıcısı iseniz ve ergonomi, ek özellik gibi kriterlere önem veriyorsanız size en uygun fare ve klavyeler Microsoft firmasının yapıtlarıdır. Fakat bir sorun var. Para. Microsoft firmasına ait klavye ve fareler diğerlerine göre biraz pahalı olabilir. Ama emin olun verdiğiniz paranın karşılığını alacaksınız. Bir diğer kaliteli fare ve klavye üreten firma ise A4 firmasıdır. Bu firmanın ürettiği modeller, hem ekonomik hem de özellik bakımından ihtiyacınız olandan fazlasını vermektedir. Fakat 3$’lık bir fare ve 5$’lık bir klavye de işlerinizi rahatça yapmanızı sağlayacaktır. Ama daha fazlasını isteyenler minimum fare için 10, klavye içinse 15$ civarı bir para vermeleri gereklidir.
Ofis kullanıcıları içinse standart bir fare ve standart bir klavye kafi olacaktır. Fakat dikkat edilmesi gereken nokta klavyenin Türkçe mi, İngilizce mi; F mi yoksa Q mu olacağıdır. Yaygın olarak ülkemizde Türkçe Q klavyeler kullanıldığı için sizlere de bu tür bir klavye almanızı öneririm.
YEDEKLEME BİRİMLERİ
Bilgisayar ile haşır neşir olanların yaşadığı en büyük sıkıntılardan birisi de verilerin yedeklenmesidir. Ciddi bir sistem çökmesi ya da donanımsal problemler sonucu oluşan veri kayıpları sonucu bilgisayara ağlamaklı gözlerle bakarız. Çünkü bizim için çok önemli olan dosyalarımız veya binbir zahmetle tarattığımız fotoğraflar, ya da işimiz için gerekli evraklar vs. hepsi uçmuştur. Ve bunun sonunda pişman oluruz. Bu üzüntüyü ve pişman oluşu engellemek için yapılabilecek en mantıklı işlem verilerimizi yedeklemek yani diğer bir deyişle “backup” yapmaktır. İşte bu yedekleme işi için özel bileşenler vardır. İşte bunlar:
CD Yazıcılar
Aslında CD yazıcılar ayrıntılı bir biçimde önceden açıklamıştım. Ama yine de kısaca değinelim. CD-R ya da CD-RW kısaltmaları sizler için az da olsa bir şeyler ifade ediyor olmalı. CD-R yani CD Recordable “Yazılabilir CD” anlamına gelir. CD-RW ise CD Rewritable yani tekrar yazılabilir CD anlamına gelmektedir. Peki aradaki fark nedir? CD-Rlere sadece bir defalığına veri yazabiliriz, ama CD-RWlerdeki verileri silerek üst üste yazabiliriz. CD Yazıcılar normal CD sürücülerden daha kuvvetli bir lazer ışınına sahiptir. Bu lazer ışını CD yüzeyini eriterek verileri Cdlere yazabilir. Bu şekilde hem kolayca hem de güvenli bir şekilde verilerimizi CDlere kaydedebiliriz. Günümüzde CD yazıcılar gitgide düşen fiyatlarıyla artık bir lüks olmaktan çıktı ve ev kullanıcılarına da hitap etmeye başladı.
Zip ve Teyp Sürücüler
Eskiden yedekleme denildiğinde akla ilk gelen cihazlardan birisi zip sürücü idi. Zamanla yerlerini daha başak cihazlara bırakmış olsalar da açıklamakta yarar var. Zip sürücüler sisteme paralel, seri veya USB porttan bağlanabilirler. Kullanılan teknoloji doğal olarak fiyatları ile doğru orantılıdır. Kapasiteleri 100 MB ile 250 MB arasında değişmektedir. Sundukları bu kapasite ve kolay taşınabilmeleri sebebi ile dosya yedeklemesinin yanında büyük çaplı dosyaların bir yerden diğerine taşınmasında da kullanılabilir. Zip Sürücü yani Zip Driverlar Zip Disk denilen kartuşları kullanırlar.
Teyp sürücüleri ise, eskiden en az zip sürücüler kadar yaygın bir yedekleme aracıydılar. Teyplerde kullandığımız bantlara benzer bir medya üzerine verilerin kaydedilmesi ilkesini esas almıştır. Teyp sürücülerin yaklaşık 20MB/S’lik veri aktarım hızı vardır. Fakat teyp sürücüler sequential-acces, yani sıralı erişim özelliğine sahiptir. Kısacası disklerde olduğu gibi verilere istenildiği anda erişilemezler. Bunun için verilerin aynı bit teyp kasetinde olduğu gibi sırayla hepsinin okunması lazımdır. Teyp driverlar DAT yani “Digital Audio Tape” adı verilen bir manyetik bant üzerine verileri yazarlar. DAT Teknolojisi “Helical Scan” denilen sarmal tarama tekniği sayesinde 2 ila 24 GB arasında değişen oldukça büyük kapasitelere çıkabilmektedir.
Floppy Diskler

SES SİSTEMLERİ
Bilgisayarlardan ses alabilmek için hoparlör denilen bir aygıt kullanmak zorundayız. Bunu tüm bilgisayar kullanıcıları bilmektedir. Ve yine azda olsa hoparlörler konusunda bilgi sahibiyiz. Teknik bir ifade ile hoparlör, bir kaynaktan aldıkları anlamlı elektriksel sinyalleri kulağımız aracılığı ile algılayabileceğimiz titreşimlere, yani kısacası seslere çevirebilen aygıtlardır. Teknik çok basit ve anlaşılırdır. Bir mıknatıs içersindeki belirli bir bölgeye gelen elektriksel sinyaller yardımıyla hareket edebilecek, daha doğrusu titreşim yaratabilecek yapıda elektromıknatıslar yerleştirilir. Yani anlayacağınız manyetik özellikleri bulunan cisimlerin birbirleri ile etkileşimi, birbirlerini itmeleri ya da çekmeleri ilkesinden yaranır. Elektromıknatısın bağlı bulunduğu oval yapı bu yolla hareket ederek ses dalgasını oluşturur.
Sesin nasıl oluştuğuna yüzeysel olarak değindik. Tabiki bu teknoloji her zaman olduğu gibi devamlı değişmektedir. Bir zamanlar tek kanallı, mono sistemlere tapan insanoğlu günümüzde aradaki geçiş süreci sırasında fırtınalar koparan stereo yani iki kanallı ses sistemini bile beğenmez oldu.
Gelişmeler, Yenilikler...

Kulaklıklar vs..

TV VE RADYO KARTI
TV kartı, diğer bir deyişle TV Tuner kartı hepimizin bildiği gibi basitçe bilgisayarda televizyon izlemeye yarayan bir tür bilgisayar bileşenidir. Tuner’in Türkçe karşılığı kısaca “alıcı” demektir. (Ya da yaygın bir kullanım ile televizyon kartı aslında yapısı çok da karışık olmayan bir sinyal alıcı sistemdir.) Çalışma ilkesi temelde evlerimizde kullandığımız televizyon ile aynıdır. Değişen tek şey, televizyonlardaki alıcının yayını, televizyon içinde bulunan ve gösterim için özelleştirilmiş diğer bileşenlere, TV Tuner kartlarının gerekli bilgileri CPU ve dolayısıyla ekran kartına iletiyor olması ve yayınları NTSC yada PAL yayın standardının VGA standardına çeviriyor olmasıdır. Sonuçta aynı yayımlar çözümlenir fakat farklı araçlar yardımıyla gösterilir. Yine benzer bir şekilde yayınlar anten yardımıyla veya kablolu televizyon yardımıyla alınabilir. Aslına bakılırsa kablo yayınlar TV kartları ile daha uyumludur.
Radyo kartı ise herkesin bildiği gibi radyo yayınlarını alıp, bu yayınları bilgisayarda dinleyebilmek için kullanılan karttır. Bunun çalışma şekli ise normal bir radyonunki ile aynıdır.
Nedir bu NTSC ve PAL?

PAL; Phase Alternating Line yani Evre Değişimli Çizgi Avrupa’da kullanılan yayın standardıdır. NTSC’den farklı olarak PAL saniyede 25 karelik tazeleme hızı ile çalışır ve her karede 625 çizgi bulunmaktadır. Tüm televizyon kartları bu iki standardı da desteklemektedir.
Uyumluluk
Yaygın olarak kullanılan tüm TV kartları Türkiye’de kullanılan yayın formatlarıyla uyumludur. Zaten kartlar ile birlikte gelen televizyon kanallarını izlemek ve genel ayarlamaları yapmak için kullanılan yazılımlarda Türkiye seçeneği bulunuyor. Kartların genel kurulum aşamasından sonra yukarıdaki bahsettiğimiz yazılımların kurulması sırasında zaten gerekli bilgiler ve ipuçları veriliyor. Son olarak bize kalan TV kartına uygun bir yayın kaynağı bağlamak ve gerekli izleme programını çalıştırmak. Genelde ilk ayarlama ve kanal arama işlemleri otomatik olarak gerçekleşir. Daha sonra yapacağımız netleştirme çalışmaları da bizim isteğimize kalmış.

Yeni nesil bir çok TV kartı capture, başka bir deyişle görüntü yakalama yani televizyonda izlediğiniz bir programı kullanma özelliği ile gelmektedir. Fakat bu işlem çok zor ve sistemi aşırı zorlayan bir işlemdir. Zaten TV kartlarındaki Capture özelliği profesyonel çözümler sunmamaktadır. Profesyonel görüntü yakalama araçları bu iş için biçilmiş kaftandır TV Kartları yayınları çözümlemek için birer işlemciye sahiptirler. BT878 ve BT848 bu işlemcilerden en çok kullanılanıdır. Peki bunları ünlü yapan ne diye soracak olursanız, yasal olmayan şifreli kanal çözümlemesi (Cine-5 ve Teleon gibi) yapabilmeleri cevabı verebilir.
Günümüz piyasasında birçok firma TV kartı üretmektedir.Bunlardan en ünlüleri Avermedia, FLY, Datron ve Life Wiev’dır. Bu kartların bir çoğu radyo yayınlarını da alabilmektedir. Eğer kaliteli bir şekilde capture yapmak TV seyretmek ve radyo dinlemek istiyorsanı, günümüz şartlarında en az 50 – 60 USD’i gözünüzden çıkartmak zorundasınız.
Tarayıcı (Scanner)
Taramak, (yada İngilizce “scanning”) kağıt ya da benzeri bir yüzey üzerindeki basılı grafiksel ya da metinsel karakterlerin dijitalize edilerek (yani bilgisayarın anlayacağı dile çevirerek) bilgisayar ortamına aktarılma işlemidir. Tüm bilgisayar donanımlarında olduğu gibi tarayıcılar da, hitap ettiği kitlenin ihtiyaçlarına uygun olarak dizayn edilmekte ve teknik farklılıklar göstermektedir. Farklı ve pahalı teknolojiler doğal olarak kalitenin çok önemli olduğu sektörel kullanıcılara, genelde fiyatı uygun olanlar ise ev kullanıcılarına göre üretilmektedir. Fotokopi makinesine benzeyen ve masaüstü kullanıma oldukça uygun flatbed, süpermarket kasalarındaki barkod okuyuculara benzeyen Half-Page ve genellikle ofislerde kullanılan, yalnızca serbest haldeki bir sayfayı tarayabilen Sheet-Fed tarayıcılar bu çeşitlenmenin en göze çarpan örneklerindendir.
Nasıl Çalışırlar?

Tarama Teknikleri
OCR yani Optical Character Recegnition Türkçe olarak Optik Karakter Tanımlaması anlamına gelir. Resim dosyalarındaki fontları tanımlayarak metin dosyalarına çeviren programlara verilen genel bir addır. Günümüzde OCR programları tarayıcıların yanında ücretsiz olarak verilmektedir.
İkinci bir tarama tekniği ise MICR (Magnetic Ink Character Recegnition) yani Manyetik Mürekkep Karakter Atımlaması. Bu teknikte elektrik yüklenebilen özel bir mürekkeple baskı yapılması ve yapılan bu baskının daha sonra özel algılayıcılar tarafından okunmasına mantığına dayanan özel bir tarama tekniğidir.
